Bize Depremi Değil Gerçekleri Anlatın
Ekranlarda prof’lar, ellerinden ders anlatım çubukları, arka planda ülkenin dev deprem haritaları…
Koyu kırmızı fay hatları, sismoloji, jeoloji, odak derinliği, hiposantr, episantr, magnitüdler…
Doğudan Karadenize, Marmaradan Egeye, depremin yedi ceddinin kızlık soyadından, doğmamış çocuğunun huyuna kadar; anlatılıyor harıl harıl…
Abicim bize demiri, çimentoyu, harcı anlatın… Kolonu-kirişi, temeli-zemini anlatın…
Müteahit’i, malzemeyi, işçiliği, hırsızlığı anlatın….
Bizi bunlar öldürüyor..!!!
Yağmur ne kadar masumsa, deprem de o kadar masumdur.
İnsanın yağmur ile imtihanı, şemsiyenin icadıyla son buldu.
Depremle imtihanı da bu hırsız müteahitlerden kurtulunca son bulacaktır.
Evin barkın, yerin yurdun sağlam yapı’ılmışsa; deprem eğlenceli bile olabilir.
Bi o yana sallan, bi bu yana, ölmek ne.?!!!
Eline Yüreğine Sağlık Mehmet Elçi